Ferhat Akbaş Japonya Macerasını Anlattı

13 Kasım 2017
918

Japonya Voleybol Birliği (JVA) yaptığı açıklama ile, aynı zamanda yeniden kurulan Avrupa Antrenörler Komisyonu (ECOC) üyesi olan 30 yaşındaki Türk antrenör Ferhat Akbaş’ın tarihte Japonya Kadın Milli Takımı ile çalışacak ilk yurtdışı doğumlu antrenörü olacağını duyurmuştu. Akbaş, Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak Japonya ile hazırlıklarını sürdürüyor. Şu anda ayrıca Romanya Birinci Ligi takımlarından CSM Bükreş’in başantrenörlüğünü de üstlenen Ferhat Akbaş, 2017 yazını geçirdiği Japonya’daki deneyimlerini ve onların antrenörlük filozofisi hakkındaki bilgilerini Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) ile yaptığı röportajda anlattı.

Japonya Voleybol Birliği (JVA) yaptığı açıklama ile, aynı zamanda yeniden kurulan Avrupa Antrenörler Komisyonu (ECOC) üyesi olan 30 yaşındaki Türk antrenör Ferhat Akbaş’ın tarihte Japonya Kadın Milli Takımı ile çalışacak ilk yurtdışı doğumlu antrenörü olacağını duyurmuştu. Akbaş, Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak Japonya ile hazırlıklarını sürdürüyor. Şu anda ayrıca Romanya Birinci Ligi takımlarından CSM Bükreş’in başantrenörlüğünü de üstlenen Ferhat Akbaş, Japonya’daki deneyimlerini ve onların antrenörlük filozofisi hakkındaki bilgilerini Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) ile yaptığı röportajda anlattı.

Japonların çalışma tarzı Avrupa’dan çok farklı

“Japonya’ya gelip burada çalışmaya başlayınca fark ettim ki onların kültürü ve düşünce tarzları bizimkinden tamamen farklı. Bu durum saha dışındaki dünyada geçerli olduğu kadar, voleybol anlayışları için de geçerli. Bu nedenle elimden gelenin en iyisini yapmak için onların sistemini anlamak için çok çalıştım ve bir Japon’un bakış açısıyla düşünmeye başladım.”

 “Japonlar çok çalışkan insanlar ve dünyadaki herkesten daha fazla çalıştıklarını söyleyebilirim. Avrupa ile kıyasladığımızda onların farkları bireylere değil de ortaklaşa çalışmaya odaklanmaları. Takımın her üyesi, toplumda olduğu gibi, bireysel olarak kendisi için değil, bütünün iyi olması için çalışıyor. Aynı zamanda inanılmaz disiplinliler. Avrupalılar biraz daha rahat. Onlar rutine uyduklarında kendilerini iyi hissediyorlar, biz ise sürekli aynı şeyleri sürekli sürekli tekrarlamaktan sıkılabiliyoruz.”

 “Bu farklı kültüre adapte olma aşamasında dil sorununu çözmek önemliydi. Burada çok az insan İngilizce konuşuyor ve anlıyor. Bir tercümanım var ve sürekli benimle. Tüm bilgileri antrenman ve maç sırasında oyuncularımızla paylaşıyor ve aramızdaki iletişimi kolaylaştırıyor. Ancak insanlarla direkt iletişim kurmak için Japonca öğrenmeye çalışıyorum. Şu an başantrenörlük yaptığım Bükreş şehrinde Japonca öğrenebilmek için olabildiğince özel ders alıyorum.”

 

Akbaş, Japon okullarında voleybol üzerine kendi avantajlarına çevirebilecekleri çok fazla değer olduğunu belirterek, “Japonlar benim “zemin çalışması” olarak adlandırabileceğim bir çalışmaya odaklanmış durumda. Yani savunma, servis karşılama ve servis gibi konular. Bu iyi bir şey çünkü biz ABD, Rusya, Brezilya gibi ülkeler karşısında fiziksel olarak mücadele edemeyiz. Zayıf yönlerimizi güce çevirmek için özellikle oyun hızımız konusunda çalışıyoruz. Burada kadın voleybolunda hızlı oynamanın bir gelenek haline geldiğini söyleyebilirim. Bu bizim için büyük bir avantaj ve zirveye geri dönmemiz için bize yardımcı olacağı kesin.”

Mayıs ayından Ekim’e kadar Japonya’da kalan ve şu anda Romanya’da olan Akbaş, burada da Japonya voleybolunu yakından takip ettiğini söyleyerek, “JVA ekibi bana ulusal ligin istatistik ve maç videolarını yolluyor. Orası özel bir lig çünkü Avrupa’daki gibi gerçek takımlara sahip değiller, tüm takımlar şirketlere ait. Bu bir bakıma iyi bir şey. Tüm oyuncular yıllarını birlikte geçiriyor ve bir aile ortamında büyüyor. Bir takıma bağlılık hissettiklerinden dolayı da sürekli takım değiştirmiyorlar. Her takımın 25-30 kişilik bir oyuncu havuzu ve sadece bir yabancı oyuncusu var. Ligin kalitesi günden güne yükseliyor.”

Her şey Olimpiyat Oyunları için

Japon Kadın Milli Takımı ile Asya Şampiyonası’nda altın madalya kazanan ve son düzenlenen FIVB (Uluslararası Voleybol Federasyonu) Dünya Grand Prix’inde başarılı sonuçlar alan Japonya’da gözlerin çoktan Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda olduğunu belirten Akbaş, “Japonya Olimpik kültürlere çok derinden bağlı bir ülke. Yapılan her şey sizi bir sonraki Olimpiyat Oyunları’na hazırlamalı. Bu açıdan bakıldığında, kıtalararası ve dünya şampiyonaları Olimpiyat Oyunları için bir tür durak noktası oluyor. Bu sadece voleybol için değil, tüm spor branşları için geçerli.  Bu Olimpik kültürü Tokyo’daki Ajinomoto Ulusal Antrenman Merkezi’nde takımla çalışırken oldukça iyi hissettim. Burada bütün branşlardan tüm sporcular bir araya geliyor ve birlikte antrenman yapıyorlar.”

“Beni inanılmaz şaşırtan konulardan biri medya ilgisiydi. Burada 2017 sezonunun takım kadrosunu açıklamak üzere bir basın toplantısı yaptığımızda, salonda yüzden fazla basın mensubu gördüm. Bu voleybolun ve sporun onlar için yerini ve önemini gayet iyi açıklıyor.”

Gelecek sene Japonya’nın ev sahipliğinde düzenlenecek Dünya Şampiyonası ve Tokyo 2020 öncesi baskının arttığını belirten Türk antrenör “Antrenör olarak çok çalışmaya ve takım çalışmasına inanırım. Çok baskı altında hissederseniz, yanlış zamanlarda yanlış kararlar alırsınız. Eğer çok çalışır, güçlü yönlerinize odaklanır, zayıf yönlerinizi geliştirirseniz sonuçlar da bunu takip eder. Bu belki hemen yarın veya yarından sonra olmaz ama mutlaka iyi sonuçlar gelir. Dolayısıyla baskı sizi başarısız kılacak gibi olursa da, motivasyonunuz sizin hedeflerinize ulaşmanızı sağlar. Bu, benim başarı anlayışımın tarifi.”



Create Account



Log In Your Account