1970'li Yıllar

Ş.Bülent MERİÇ
04 Ağustos 2016
1474

Yine 1970li yıllardayız. Cengiz Tokgöz’ün bana sorduğu bir soru aklıma geldi:

 “Bu oyuncular devamlı dönüyor, başları dönmüyor mu?”.

Ben o zamanlar Cengiz’in büyük gazeteci olacağını anlamıştım.

Vespa motorsiklet kullananlar birbirlerine selam verirdi.

Motorların asaletini şimdiki pizzacılar ve sucular tarihe gömdü.

Moda şimdiki gibi kurbağalı derenin bokuna teslim olmamıştı.

Her yerden denize giriliyordu. Moda erkekler ve kadınlar plajı, moda deniz kulübü ve biz voleybolcular mabedi: Lozan plajı.

 Caddebostan yat kulübü de voleybolcuların merkeziydi.

Rahmetli beyefendi insan Metin Bıkmaz da oranın başıydı.

Maltepe ve Beykoz da açık havalarda voleybol oynanırdı.

O zamanlar ki voleybol temiz voleyboldu.

Beach voleyboldaki gibi seks skandalları yoktu.

PKK’nın ve AKP’nin olmadığı yıllarda galiba daha çok mutluyduk. O zamanlar sokaklar Küba gibiydi. Geniş Amerikan otomobiller, kaliteli müzik.

Ama arabesk yavaş yavaş geliyordu maalesef.

Voleybola dönelim yine;

 1973 Ekim ayında Bursa’da voleybol antrenör kursu yapıldı.

O zamanların efsane ismi Rumen antrenör Nicolau  Sotir geldi.

Kendisi aynı zamanda Fransız milli takım antrenörü.

Adam tam bir “Mösyö”.

 Her zaman takım elbiseli, şık, zarif ve çok kibar konuşuyordu (yani benim tam tersim).

Asistanlar Enver Göçener veTaner Katırcıoğlu, federasyon başkanı Haluk Aykulu, genel sekreter Özcan Mutlugil ve Saint-Joseph lisesi mezunu olduğum için tercüman ben.

Beni tanıştırdılar, çok terbiyeli ve seviyeli konuşarak adamın güvenini kazandım.

2 hafta boyunca tercümanlık yaptım. Tabii ki yine bazı arkadaşlara yardım etmişimdir.

Nicola bey hiç asilliğinden, terbiyesinden, kıyafetinden taviz vermedi.

Neyse son güle gelelim, kurs bitmişti. Adamla beraber Bursa’ya alışverişe gittik.

Haydi çabuk ol! Takım elbise falan giyme! Rahat ol biraz! Ne bu resmiyet, ciddiyet, bana takıl hayatını yaşa!

Son gün giderken Nicola bey: ”sen ne biçim adamsın, bana kimse senin gibi böyle rahat konuşmadı. Ben hep ciddi adamdım. Galiba senin yanında biraz bozuldum”.

 Sen bana voleybol öğrettin Nicola bey ama fazla ciddiyet beni bozar.

 Böyle efendi, asil adamlar çok az kaldı, Tuna bey, Mehmet bey, Sinan  Erdem, Vahit Çolakoğlu, Meno Zamboğlu…

1977 yılıydı galiba yine, ben Vinylex A ve genç takım antrenörüydüm.

Gençler Türkiye şampiyonası İstanbul’da yapılacaktı. Ben Vinylex Kulübüne gittim, genç takımla Bağdat cad. Çınardibi Otelinde kamp yapalım dedim, kabul etmediler.

Ben çok kızdım tabi ki.

Bütün takımı kendi evimde topladım, kamp yaptırdım. 12 sporcu bir evde.

 O çocuklar nasıl yattı, ne yedik, ne içtik bilmiyorum.

 Şimdilerde eve bir iki kişi geliyor ne hazırlayacağım diye telaş yapıyorum.

Gece kalmalar ise çoktaaan bitti tabi ki.

1980 yılında, ben Otomarsan antrenörüyüm.

Enver Göçener de Galatasaray’da. Pamukkale’ye gittik  otele.

Yok merak etmeyin seks skandalı yok.

Çünkü sadece erkek takımlar var.

Bende erkeklerden hoşlanmam zaten.

Bir de selamlaşırken öpüşen erkeklerden nefret ederim, bilginize.

Sapık mısın kardeşim, neyse..

Sabah saat 7, lobiye indim.

Çay veya kahve içeceğim.

Ordan bir ses “Şaban gel buraya!”.

Bir baktım Enver, buz gibi bira içiyor! Bu ne dedim, manyak mısın?

Bu cila dedi, sen anlamazsın.

Enver 1-2 sene içinde ölürsün dedim böyle içmeye devam edersen, yanılmışım hala yaşıyor, yıl 2016..

Ama artık içmiyor.

 



YAZARIN DİĞER YAZILARI

Create Account



Log In Your Account