Voleybol ve TV Yayınları

17 Şubat 2017
983

Merhaba,

 2017’nin ilk ayını da geride bıraktık. TV yayınları ile ilgili yazacağım bu ay ancak değinmeden geçemeyeceğim önemli bir konu başlığı var. Fenerbahçe. Kadın ve erkek takımları çok iyi top oynayarak çok önemli galibiyetler almayı başardılar. Benim favori olarak görmediğim iki takımda Kupa Volley’de mutlu sona ulaştı. Özellikle erkek takımının yakaladığı hava ve elde ettikleri sonuçlar hayranlık uyandırıyor.

 Ve ana konu…Sultanlar Ligi’nden sonra Efeler Liginde de yayınlar başladı. İlk yayın (İBB – Fenerbahçe) biraz hayal kırıklığıydı açıkçası. Maçın 4. Ve son setinin büyük bölümünde TRT ekranı ikiye böldü ve futbol maçı ile ortak yayınladı. Yıllarca voleybolu yayınlayan kanal hangisiyse bende oradaydım.  Bu tarz şeylerin yaşanabileceğini biliyorum. Ancak bir sene boyunca maç yayını bekleyen izleyiciye sanki biraz haksızlık gibiydi. Ancak yayın sayısı giderek artıyor. Bundan sonra daha iyi olacağını umuyorum.

 Bu TV yayınlarıyla ilgili biraz bilgi vereyim istiyorum. Maalesef Türkiye Liglerinin değeri bizim kendimizi inandırmak istediğimiz kadar yüksek değil. Lig kaliteli mi? Evet… Ligler çekişmeli mi? Evet... Ama bu ligler reklam alıyor mu? Hayır. Maçlarda set aralarında giren reklamlara ya da ‘’sundu-sunarlar’’ a bakarsanız mücadele eden bir – iki temsilcimizin reklam verdiğini göreceksiniz. Oda kadınlarda. Voleybolu satmak ve izletmek giderek zorlaşıyor.

 Peki, en büyük sıkıntılar ne tekrar yazalım. En büyük sıkıntı aidiyet duygusu yaratan kulüplerimiz yok. Devlet kurumları yada özel kuruluşlar mücadele ediyor liglerimizde. Çoğunlukla okullarla yada çalışanlarıyla çeşitli organizasyonlara girip tribünleri doldurmaya çalışıyorlar. Ben bu takımlar çekilsin yada spor kulüplerinin önünün açsın vs demiyorum onlarda giderse tamamen bitecek Türk voleybolu. Ancak önümüzde basketbol gibi çok ama çok iyi bir örnek var. Yıllarca şifreli kanallardan yayınlanmasına rağmen yayın değerini katladıkça katladı basketbol. Buraya yatırım yapan kurumlar ne yaptı? Kendi adıyla çıkıyorsa belli şehirlere gitti ve o şehrin takımı oldu. Bakın Banvit buna çok iyi bir örnek. Bunun haricinde isim sponsorlukları aldı başını gitti. Sponsorsuz takım yok basketbolda. Yumurta tavuk ilişkisi liginiz takımınız daha çok izlenirse medya daha fazla ilgi gösteriyor. Salon dolunca sadece sahadaki atmosfer değil yayında etkileniyor. Getiriler saymakla bitmiyor.

 Bunun haricinde TVF ve kulüp yöneticilerini tüm iyi niyetine rağmen salonlarımız maç yayınları için pek uygun değil. Yayın aracı uyduya çıktıktan sonra bu tırı buradan çekin diye gelen adamlar var her hafta. Kamera yerleri, zemin, ışık düşünülmemiş büyük bölümünde. Maç sayısında pilot kameranın önünde ayağa kalkıp öpüşüp vedalaşan kafalar oluyor. Sonra Anadolu’dan yayın yapmıyorsunuz diye şikayetler. Neler gördüm ben. Beş set maç yerine hakemin sırtını seyrettiğimiz yayınlarımız oldu geçmişte. Niye hakem protokole sırtını dönemezmiş. EEE ama protokolün üstünde kamera koyacak yer yapmamışsınız ki?? Neyse bunları da yavaş yavaş aşıyoruz.

 Bir diğer sebep voleybolun sürekli değişim içinde olması. Oyun kuralları hemen hemen her yıl değişiyor. Oyuna sürekli yeni bir şey ekleniyor yada çıkıyor. Dönem dönem oyuncular antrenörler bile bunu yakalayamıyor ve yanlış itirazda bulunuyor.  Sadece oyun kuralları mı sistemler devamlı değişiyor. FIVB, CEV ve TVF sürekli bir arayış içinde. Bir izlediğiniz turnuva veya lig ertesi yıl aynı formatta uygulanmıyor.  Play-off mu dörtlü final mi?? Gruptan kaç takım çıkıyor vs. vs.



YAZARIN DİĞER YAZILARI

Create Account



Log In Your Account