ÇIKIŞ- İNİŞ- ÇIKIŞ
Başlığı
okuyan ekonomistler son dönemlerde dövizin dalgalanmasından söz ettiğimi
düşünürler. Bizde ise bu iki kelime, takımlarımızın çizdikleri inişli- çıkışlı
grafikleri gösterir.
Hatırlayacaksınız
kadroda değişiklik yapılan Filenin Sultanları, beklentilerin dışında bir
performans ortaya koyarak eski adıyla Grand Prix, yeni adıyla FİVB Milletler
Ligi'nde önce 5 etaplı zorlu yarışta 15 karşılaşmadan 11'ini kazanmış, genel
klasmanda ilk 5 içinde girerek finalde oynama hakkını yakalamıştı. Ardından da
Çin'deki finalde güzel bir başarıya imza atarak 2-3 yenildiğimiz ABD'nin
arkasından ikinci olup gümüş madalyaya uzanmışlardı. Bu başarı sadece voleybol
camiamızı değil, spora gönül vermiş herkesi de ayağa kaldırmıştı.
Dergimizde
bizi mutlu eden bu sonuca değinmiş, yazımı da şöyle bitirmiştim “Her şey çok
güzel de, bunun devamını getirebilecek miyiz? Şimdi ki soru bu? Tabi ki hepimiz
çok iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz. Ancak, ben yine de net bir yanıt
için 1-2 turnuva daha beklemek gerekir diyorum.”
7-12 Ağustos tarihleri arasında Hollanda’nın ev sahipliğinde düzenlenen Rabobank Super Series de bu kez birden
işler tersine döndü. Takımımız, Hollanda'ya, Rusya'ya, İtalya'ya yenildi. Sonra
yarı finalde bir kez daha Hollanda'ya, ardından da 3-4 maçında tekrar İtalya'ya
kaybedip hiç galibiyet alamadan 4. sırada kaldı.
FİVB
Milletler Ligi'nde koşar adım çıkan, ancak Super Series de iniş yaşayan
Sultanlar, son olarak Antalya Belek de düzenlenen Gloria Cup da tekrar çıkışa
geçtiler. Önce Azerbaycan engelini aşıp
(3-0: 25-19, 25-23, 25-18), ardından da Super Series de yenildiği Rusya'yı
(3-1: 25-23, 25-21, 18-25, 25-15), İtalya'yı (3-1: 23-25, 25-22, 25-18, 25-21)
alt ederek ilk sırayı elde ettiler.
Diğer
turnuvalarda ki gibi Belek de yapılan bu son organizasyonda da takımımızın
mücadelesini izleyemedik. Onun için bu çıkış- iniş- çıkış grafiğimize özellikle
teknik açıdan bir yorum yapma olanağım yok. Bu yüzden Rabobank Super Series
deki iniş bölümü için yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, sakatlıklar,
hastalıklar gibi mazeretlere sığınarak işi geçiştirelim.
Şimdi sırada Montrö turnuvası var. Bakalım Ay- Yıldızlılar İsviçre de bu
kez nasıl bir sınav verecekler? Çünkü
koşar adım 29 Eylül de Japonya da başlayacak Dünya Şampiyonası'na
gidiyoruz. Montrö belki de son ciddi hazırlığımız olacak. Bu nedenle gözlerimiz
pür dikkat bu organizasyon olacak.
Henüz Japonya için konuşmak, bir öngörüde bulunmak erken. Ancak hepimiz
biliyoruz ki orası bambaşka bir arena. Her takımın hedefi de büyük. Tabi ki
bizimde...
Öte yandan alt yapı ekiplerimiz iyi
sonuçlara imza
atıyorlar.
Ağustos
ayında Sırbistan da yapılan 18 Yaş Altı Erkekler Balkan Şampiyonası'nda
Ulusallar grupta; Karadağ, Moldova engellerini 3-0 ile aştılar. Yarı Finalde
Romanya'yı, finalde de ev sahibi Sırbistan'ı yenerek 1. oldular. İşin güzel
tarafı ekibimizin set vermeden ilk sırayı alması. Ayrıca 4 oyuncumuzun da
(Mirza Lagumdzija, Hakan Uygunoğlu, Kaan Gürbüz ve Çağatay Kır) Rüya Takımı
seçilmeleriydi.
Bu arada
Sırbistan da düzenlenen 19 Yaş Altı Balkan Şampiyonası’nda kızlarımız Bosna
Hersek'i, Karadağ'ı, Arnavutluk'u ayni sonuçla 3-0, yarı finalde Bulgaristan'ı 3-1 yendiler. Finalde ise ev sahibi
Sırbistan'a kaybedip ikinci sırayı aldılar. Siz bu satırları okurken, bu yaş
grubumuz Arnavutluk da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda çok zorlu bir sınav
daha verecek.
Öte yandan
bir güzel haber de FİVB den Eczacıbaşı VitrA için geldi. 4-9 Aralık tarihleri
arasında yapılacak Dünya Kulüpler Şampiyonası'na davet edildi. Böylece turuncu-
beyazlılar, Vakıfbank ile bu büyük organizasyonda temsil edecekler. Şimdiden
yazayım. Eğer ekiplerimiz erken eşleşmezlerse finalde buluşurlar.