Gülden ve Esra’dan
“Son Manşet Son Smaç”
Bu ay ki yazıma voleybolumuza damga vurmuş iki oyuncumuzun
“veda” sından söz ederek başlamak istedim. Gülden ve Esra'nın sporculuk
hayatlarını noktalama kararları benim gibi onları yıllardır izlemeye alışmış
sporseverleri üzdü (ne yazık ki bu anlamlı günde, İstanbul dışında olduğum için
“Son manşet, son smaç” larında yanlarında olamadım).
Salonda bulunanları duygulandıran bir belgeselle başlayan
jübilede, Ulusal takımımız ile Eczacıbaşı VitrA arasında oynanan bir setlik mücadelenin sonlarına doğru oyuna
giren Gülden- Esra, arkadaşlarının ve tüm salonun alkışlarıyla sporculuk
yaşamlarını noktalamışlar.
Bu arada formalarını Eczacıbaşı VitrA’nın genç oyuncuları
Hande Baladın ile Simge Şebnem Aköz’e teslim etmişler.
Umarım bu başarılı ikili sadece sporculuk hayatlarını
noktalamışlardır. Bu güne kadar elde ettikleri büyük birikimlerini yeni yetişen
voleybolcularla paylaşma şansını yakalarlar.
Ekim ayının sonlarına doğru Türkiye, Çekya (Çek
Cumhuriyeti), Macaristan ve Polonya’nın ortaklaşa ev sahipliği yapacağı 2019 A
Bayanlar Avrupa Voleybol Şampiyonası'nın ilk toplantısı yapıldı.
16 yıl sonra böylesine büyük bir şölenin ülkemizde yapılacak
olması şüphesiz ki çok önemli. Bu organizasyonu en iyi şekilde yapacağımızdan
hiç şüphem yok. Çünkü biz bu konuda gerçekten çok çok iyiyiz.
Bakalım 2003 de yakaladığımız Avrupa ikinciliğini bu kez bir
adım daha öne taşıyıp kürsünün en üst basamağına çıkabilecek miyiz? Asıl soru
bu...
Bu günden bazı şeyleri konuşmak, yazmak belki çok doğru
görünmese de şimdiden bazı endişelerimin olduğunu da buraya not olarak düşmem
gerektiğine inanıyorum.
Biliyorsunuz ligler başladı. Efelerde 6., Sultanlarda 3.
haftalar geride kaldı. TVF' nin sitesinde ki oyuncu istatistiklerine göz
atıyorum, “Skorerler” de ve “Hücum” da yabancılar ön sıralardalar. Yani
köşelere (1-4 ile pasör çaprazları) bakıyorum, hep onlar var. Araya sadece
Meryem girmiş. Orta oyuncular da, libero da sorun yok. Peki sayı yükünü çekecek sporcularımız nerede?
Şimdi den başımızı ellerimizin arasına alıp iyice düşünmeliyiz ve bu işi
çözmenin ciddi ciddi yollarını aramalıyız. Yoksa elimize geçen bu büyük fırsat
uçup gidiverir.
İstatistiklerden söz açıldığına göre Efelere de değinmek
gerekiyor. Avrupa Şampiyonası sonrasında “köşelerde görev yapan oyuncularımız
ligde takımlarında oynuyorlar, bu nedenle gelecekte onlardan iyi şeyler
bekleyebiliriz” diye yazmıştım.
Ama ne olduysa pek ortalarda görünmüyorlar. Bir an önce form
durumlarını yükseltmelerini bekliyorum...
Ligler başladı dedik, ama henüz tüm takımlarımızı izleme
şansını elde edemedim. Bu nedenle özelikle erkekler için fazla bir yorum
yapamıyorum. Ancak Ziraat Bankası sanki bu sezonu zirvede tamamlar gibi bir
düşünce içine girdiğimi de söyleyebilirim.
Sultanlara gelince: Şampiyonluk yarışının iddialı 4 ekibini
de seyredebildim. Onlar için ilk öngörüm; “Vakıfbank bu sezon zor durdurulur.”
İlk kez Ankara da, Spor Toto Şampiyonlar Kupası'nda
Fenerbahçe karşısında seyrettiğim sarı- siyahlılar oturmuş kadrosuyla, oyun
yapısıyla diğer rakiplerinden farklı bir görüntüdeler. Hele Beşiktaş karşısında
bir oyun oynadılar ki “biz çok iyiyiz” diye adeta bağırdılar. Bu satırları
okuyanlar eminim ki “Beşiktaş'ın gücü belli. Abartıyorsun” diyeceklerdir. Ancak
4 gün önce siyah- beyazlıların Eczacıbaşı VitrA'yı Ayazağa da nasıl
sıkıştırdıklarına da (27-25, 25-14, 22-25, 25-23) şahit oldum. Onun için şu
anda Vakıfbank gerçekten farklı.
Başkent de kupayı kaybeden Fenerbahçe de Natalia sakat
olduğu için oynayamadı. Bu da oyunlarına ve skora doğal olarak yansıdı. Yeni
transfer Rahimova takıma güç katıyor ama Kim'in yokluğu hemen fark ediliyor. Bu
arada iki kısa pasör ile blokta- defansta sıkıntıları aşmak pek kolay olmayacak
gibi...
Eczacıbaşı VitrA, Galatasaray'ı 3-1 yense de henüz hazır bir
görüntü vermedi. Pasör Ognjenovic- Larson- Boskovic üçlüsü birlikte görev
yapıyor. Orta oyuncu Adams dışarı da kalıyor. Amerikalının yerinde yeni
transfer Beyza var. Bu sıkıntı yaratır mı? Göreceğiz. Hande sezona iyi
başlamadı ve yerini Meliha'ya kaptırdı. Açıkçası onunda bu fırsatı şimdilik iyi
değerlendirdiğini düşünüyorum.
Yenilenen Galatasaray da rakipleri gibi henüz hazır değil.
Ancak Rabadzhieva- Kosheleva- Neslihan üçlüsünün varlığı takımı mutlaka güç
verecek. En büyük sıkıntıları Rus oyuncunun servise karşı manşeti (Nilüfer
Belediyesi maçında iyi manşeti % 23, Eczacıbaşı karşısında % 12). Bunu
Neslihan'ı manşete sokarak aşarlarsa, Gamze'nin pas trafiğini ve tercihlerini
kontrol altına alabilirlerse değişik bir Galatasaray izleriz.
Son sözüm de GDS ile ilgili. Sezon başında TRT'nin
yayınlayacağı karşılaşmalar GDS sistemi olan Burhan Felek de oynanacak dendi.
Dendi de Eczacıbaşı VitrA- Beşiktaş karşılaşması canlı verildi ama Ayazağ da bu
sistem yoktu.
Ankara da, İzmir de, Bursa da, Vakıfbank'ın sahasında tüm karşılaşmalar GDS ile oynanıyor. İstanbul'a yukarıda değindim. Diğer şehirlerde ise yok. Bu bence eşitsizlik yaratıyor. Bunun aşılması için de, TVF' nin tüm kulüpleri 250-300 bir lira maliyeti olan bu sistemi kurmaları için mutlaka zorlamalı.