Ulusallar
Sevindirdi
Epirden Üzdü
Son aylarda
yine sevdiklerimizi kaybeder olduk. Önce Eczacıbaşı'nın unutulmaz oyuncusu
Hülya Erçin'i, sonra İstanbul Üniversitesi Takımının “Hakkı Ağabey” ini,
ardından Fenerbahçe Voleybol Şubesinin zirveye çıkmasında büyük emeği geçen
Asbaşkan Hakan Dinçay'ı, şimdi de Türk
Voleyboluna uzun yıllar hizmet etmiş,
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi, 2. dönem Türkiye Voleybol
Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yapan, Voleybol Antrenörleri Derneği'nin
Kurucu Üyesi, ayrıca bir çok ünlü sanatçının menajeri Hasan Uğur Epirden'i
sonsuz yolculuğuna uğurladık.
25 Eylül
Pazartesi günü Zincirlikuyu Mezarlığı içindeki camiden yakın dostum ile vedalaşırken onunla ne çok şey paylaştığımı
düşündüm. İstanbul Üniversitesi Voleybol
Takımı formasını birlikte terlettiğimiz günlerde başlayan arkadaşlığımız hep
devam etti. Son olarak 10 gün önce telefonda konuşurken neler yapacağını, neler
yazacağını uzun uzun anlattı. Şimdi yakamıza taktığımız resminde olduğu gibi el
sallayarak bize veda etti. Toprağı bol olsun.
Voleybolumuza
dönersek ulusallar iki güzel başarıyla güzümüzü güldürdü. Önce U23 Takımımız Slovenya da Dünya
Şampiyonluğuna uzandı.
2-3 ay önce
U20'ler Meksika da, U18 Arjantin de yapılan Dünya Şampiyonaları'nda küçük
nüanslarla kürsüye yükselememişler, dördüncü olmuşlardı.
Bu kez 23
Yaş Altı Kızlarımız, yeni bir formatın denendiği yani 15 sayıda biten 7 set
üzerinden oynanan maçlar sonunda zirveye çıkarak büyük bir başarıya imza
attılar.
B Grubunda
mücadeleye başlayan ekibimiz Küba'yı 4-0, Kenya'yı 4-0, Japonya'yı 4-1,
Bulgaristan'ı 4-1 yendi. Brezilya'ya ise 0-4 kaybetti.
Grubu
birinci tamamlayan kızlarımız yarı finalde Dominik Cumhuriyeti'ni 4-3, Finalde
de ev sahibi Slovenya engelini 4-0 ile aşarak (15-12, 15-11,15-13, 15-8) mutlu
sona ulaştı.
Oynadığı 7
karşılaşmadan 6'sını kazanarak kürsünün en üst basamağına çıkan 23 Yaş Altı
ekibimizde Hande Baladin hem En Değerli Oyuncu, hem de En İyi Köşe, Beyza Arıcı
da En İyi Orta Oyuncu olarak bu başarıyı
süslediler.
Bu mutluluk
tablosunun duvarda uzun süre kalması, yani bu sporcuların Ulusal A Takımımızda
görev üstlenmesi için mutlaka (bu konuya geçen ay ki yazımda da değinmiştim)
kulüplerinin maçlarında süre almaları gerekiyor. Bu sayede yakaladığımız ivmeyi
devam ettirme şansını artırırız.
Gelelim
Filenin Sultanlarının bize getirdiği Avrupa üçüncülüğüne.
Takımımız
Azerbaycan'a gitmeden önce voleybol camiasının genel kanısı, “kürsüye çıkarız”
yönündeydi. Ben biraz daha ileri giderek, bu konuda geçen ay dergide şöyle
yazmıştım: “22 Eylülde başlayacak şampiyona da benim öngörüme göre; Sultanlar
madalya için Sırbistan, Rusya, İtalya ile kozunu paylaşır, erken bir eşleşme
olmaz ise Sırbistan ile finalde buluşuruz...”
Hatta
çevremdekilerle konuşurken, “Guidetti cin gibi bir antrenör. Finale giden yolda
önümüzün açılması için grupta ikinciliği hedefler. Çünkü A Grubu'ndan gelecek
takımlar bizim için Play- Off'' da da, Çeyrek Finalde de sorun olmaz. Böylece
Yarı finalde sıkıntılar içinde ki İtalya ile eşleşir, Sırbistan ile altın madalya
için kapışırız.” yorumu yapıyordum.
İlk gün
yenildiğimiz Rusya karşısında Guidetti'nin eksik yönetimi bu grup ikinciliği
düşüncemi daha da pekiştirdi. Ama hesapta olmayan şey, Bulgaristan'a
kaybetmemizdi. Bu müsabakada ki inişli- çıkışlı grafiğimiz hepimizi şaşırttı
(buna antrenörümüzün tercihlerini de ekleyebiliriz). 1. Set: 15-12 öndeyiz,
15-22 geri düştük '10 sayılık bir seri'. 2. Set: 25-10 kazandık, 3. Seti 16-25
verdik! 4. set: 25-20. 5. Set: 11-9 öndeyiz. 14-13 de maç sayısı servisi attık,
olmadı. 18-17 de şans bir kez daha geldi, yine sonunu getiremedik. Ve 18-20 ile
2-3.
Çok stresli
çıktığımız Ukrayna karşılaşmasını (son seti tırnaklarımı yiye yiye seyrederek
(19-11 öndeyiz. 23-23 oldu) 3-1 kazandık ve Play- Off da Polonya ile eşleştik.
Polonya
engelini 3-1 aştık. Aştık da klasikleşen iniş- çıkış yine devam etti (2. Set:
14-7 öndeyiz 21-23 oldu. Sonra 22-24, 24-25 ve 27-25 aldık. 3. Set: 10-8,
10-14, 18-25. 4. Set: Bu kez tersi oldu 4-8, 7-11, 15-18, 19-18, 25-23).
Rusya'ya
karşısında ise adeta şov yaptık. İlk sette ki iniş- çıkışı saymazsak (5-1, 5-7,
17-15, 17-19, 21-19, 23-21, 23-23) şampiyonada ki en iyi oyunumuzu sahaya
yansıttık. Sonuç harika: 3-0 (27-25, 25-18, 25-20). Yarı Finaldeyiz.
İlk 4 içine
girmek bizi iyice rahatlatmış olacak ki Sırbistan karşısında bu kez sahada pek
görünmedik: 0-3 (17-25, 13-25, 21-25).
Sonuç da;
Gardaş Takımımız Azerbaycan ile oynadığımız mücadele de ilk seti vermemize
rağmen 3-1 (22-25, 25-21, 25-14, 25-8) ile kürsüde yerimizi aldık. Emeği geçen
herkesi, en iyi orta oyuncular içinde yer bulan Eda'yı kutlarım.
Bu arada
maçlarda görev alan hakemimiz Onur Hoşnut'u da tebrik ederim.
Son sözüm
federasyona: Keşke ulusalları “politika” nın dışında tutup “turkuaz” forma
giydirerek futbol takımına benzetmeseydiniz...
Öte yandan
birer satırla voleybolumuzun geride kalan ay içindeki diğer olaylarını da not
olarak buraya düşeyim.
İzmir de
düzenlenen ve Afyon Belediye Yüntaş, Arkas, İstanbul Belediye, Ziraat
Bankası'nın mücadele ettiği TSYD Turnuvasını Ankara ekibi kazandı.
Bursa'da ki
Cengiz Göllü Turnuvası'nda Rus Proton Saratov birinci, Bursa B. Belediye
ikinci, Nilüfer Belediye üçüncü oldu.
Spor- Toto
Şampiyonlar Kupası'nı Halkbank'ı 3-1 ile geçen Fenerbahçe 3. kez müzesine
götürmeyi başardı.
Balkan Kupası'nda İnegöl Belediyesi, Radnik Bijelijina'yı 3-0, CSMBucurest'i 3-1 yenerek birinci oldu ve Avrupa Challenge Kupası'nda mücadele etme hakkını elde etti.